Cinsellik Nedir?



Bilişsel ve davranışsal bileşenler içeren, kültürel etkiler, değer yargıları ve cinsel mitlerle şekillenen, biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri olan özel ve karmaşık bir yaşantıdır.

Dünya Sağlık Örgütü cinselliği, fiziksel, duygusal ve ilişkilere yönelik bir kavram olarak ele alır. Çünkü cinsel sağlık, sadece cinsel sorunların ya da cinsel yolla bulaşan hastalıkların olmaması değildir.

Bunları da içermekle beraber, aynı zamanda kişilik, iletişim ve aşkı arttıran yollarla cinsel varoluşun bedensel, duygusal, entellektüel ve sosyal yönlerinin bütünleşmesidir. Cinsellikle ilgili sorunlar bu bütünlüğün bozulmasına yol açarak, bireylerin ruhsal ve sosyal sorunlar yaşamasına sebep olur.

Cinsel İşlev Bozukluğu Nedir?


Cinsel istek, uyarılma ya da doyum aşamasında cinsel yaşamından tatmin olmama, cinsel ilişkide ağrının varlığı ve bunun sürekli olması haline cinsel işlev bozukluğu denir. Cinsel işlev bozuklukları belirgin bir sıkıntıya ve çiftler arasındaki ilişkide zorluğa neden olurlar.

Cinsel işlev bozuklukları çok sık rastlanan sorunlardır. Yapılan çalışmalar, kadın ya da erkek ayırımı olmaksızın, en az her üç kişiden birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Cinsel işlevlerin ara sıra bozulması patolojik değildir. Bu durumu patolojik kılan durumlar; süreklilik ve yineleyici olmasıdır.

Cinsel İşlev Bozukluğu Ne Değildir?


Cinsel yönelimle ilgili kaygılar, cinsel kimlik bozuklukları ve parafililer cinsel işlev bozukluğu değildir.

Cinsel Sorunların Tedavisi


İnsan davranışı ve cinselliği bedensel, zihinsel,duygusal ve sosyal koşullardan etkilenir.Cinsellik sadece cinsel organlarla sınırlı değildir. Hepimizin cinsellikle ilgili duyguları, düşünceleri ve doğru yada yanlış inançları vardır. Cinsel sorunların ve bozuklukların ortaya çıkışında kişinin bedensel ve psikolojik özellikleri ya da ikili ilişkilerin dinamiği etkili olabileceği gibi, bu yanlış inanışlarında payı göz ardı edilmemelidir.

Doğal olarak cinsel sorunların tedavisi de, oluşumunda rol oynayan etkenlere göre değişebilir. Kişi ile görüşülerek sorunu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler birlikte değerlendirilir. Cinsel sorun tıbbi veya biyolojik bir nedene bağlı ise, tedavisi ilaç veya diğer tıbbi tedaviler olacaktır. Bu durumda tedaviyi, ürologlar, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ya da psikiyatristler yaparlar.

Eğer cinsel sorun psikolojik etmenlerle ilişkili ise veya tıbbi bir nedene bağlı olarak gelişmiş olsa bile psikolojik etmenler durumu ağırlaştırmışsa, cinsel terapiler uygulanmalı ya da ilave edilmelidir. Cinsel terapileri ise cinsel terapi konusunda eğitim almış psikiyatristler ve klinik psikologlar yapabilir. Bütün tedaviler gibi cinsel tedaviler de bilimsel veriye dayalı olmak zorundadır.

Cinsel Terapi Nedir?


Cinsellikle ilgili psiko eğitim vermek suretiyle, cinsel işlev bozuklukları sonucu bozulan ruhsal dengeyi sağlamak, çiftlerin veya bireylerin kendilerini tanımalarını sağlamak, cinsel çatışmaları çözümlemede rehberlik etmek, bu çatışmalardan doğan kaygı ve gerginlikleri azaltmak, çiftler arasındaki ilişkileri iyileştirip olgunlaştırmak amacıyla kullanılan teknik ve yöntemlerin bütününe verilen addır. Cinsel terapi, cinsel sorunlar konusunda eğitim almış deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi her bireyin gereksinimlerine özgü belirlenmiş tekniklerin uygulandığı; danışanların bireysel, kültürel ve inançları çerçevesinde çalışan, çiftlere veya bireye hem eğitimlerin hem de hastalığın tedavisine yönelik egzersizlerin aşamalı olarak verildiği bir bilişsel davranışçı tedavi yaklaşımıdır.

Cinsel Terapinin Kullanıldığı Yerler


Cinsel terapi vaginismus, erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm problemleri, cinsel tiksinti bozuklukları, disparoni, satiriasis, nemfomani vb. cinsel işlev bozuklularının tedavisinde kullanılır.

Vaginismus


Vajinanın dış üçte birinde cinsel birleşmeyi engelleyecek biçimde yineleyici veya sürekli olarak istem dışı kasılma olmasıdır. Eşlik eden yanlış cinsel inanışlar en büyük nedenlerdir. Türkiye’de kadınların%54’ünün ilk cinsel birleşme denemesinde korku, acı, kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşemediği saptanmıştır. Vajinismus ile cinsel isteksizliği birbirine karıştırmamak gerekir. Vajinismus; cinsel istek oluşsa bile vajina kaslarının istemsiz bir şekilde kasılması nedeniyle cinsel ilişkiye izin vermemesi durumudur.

Erken Boşalma ( Prematür Ejakülasyon )


Sürekli veya yineleyici bir biçimde, çok az bir cinsel uyarılmayla cinsel birleşme öncesinde ya da birleşmeden hemen sonra, kişinin arzu ettiği süreden daha önce oluşan ve denetimin olmadığı boşalma durumuna denir. Eşlerde tatminsizlik durumunu meydana getiren sorunun kilit noktası erkeğin boşalma refleksi üzerindeki kontrolünün yetersiz kalmasıdır. Boşalma denetimi olmadığından ‘’Erken Boşalma’’ yerine ‘’Denetimsiz Boşalma’’ demek yanlış olmayacaktır. Erken boşalmaya neden olan birçok faktör olsa da en önemli faktör kişinin boşalmasını kontrol etmeyi öğrenememiş olmasıdır. Prematür ejakülasyon (PE), hayatı tehdit eden bir durum olmamasına rağmen seksüel özgüven kaybına, partner ve erkekte seksüel tatminde azalmaya ve hayat kalitesinde anlamlı bozulmaya yol açması nedeniyle önemli bir durumdur.

Sertleşme Güçlüğü (Erektil Disfonksiyon)


Seksüel performans için yeterli ereksiyonun sağlanamaması ve/veya sürdürülememesi durumunun süreklilik kazanması olarak tanımlanan erektil disfonksiyon, erişkin erkek popülasyonunun %10-20’sinde görülmektedir. 40-70 yaş arasında bu oran %50’ye çıkmaktadır. erektil disfonksiyon birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. Psikojenik kökenli sertleşme güçlüğü, fiziksel bir hasar olmadan erektil mekanizmaların baskılanmasına bağlıdır.

Cinsel İstekte Azalma Bozukluğu


Bir cinsel etkinliği sürdürmek için gerekli ve Sürekli ya da yineleyici biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması şeklinde tanımlanabilir. Batıda cinsel sorunlarla terapiye başvuran kadınların %30-50’sinde cinsel istekte azalma olduğu saptanmıştır. yaş Cinsel istek ve bundan yakınma oranı yaş ile birlikte hem kadın hem de erkeklerde azalmaktadır. Cinsel istekte azalma durumu anksiyete, depresyon, bağlanma güçlüğü, kişilik bozuklukları ve diğer psikiyatrik hastalıkların sonucunda gelişebilir. Bazen de tedavi için kullanılan ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Cinsel istek sorunları, ilişkinin yolunda gitmediği ile ilgili bir gösterge olabilir. Çünkü cinsel istekte partnerle ilgili sorunlar önemli rol oynar. Ancak ilişki uyumunda belirgin bir sorun olmadan da cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkabilir.